21 Ekim 2011 Cuma

Tüp Bebek Uygulamalarında Yeni Bir Yöntem : Piezo Elektrik

Kısırlık tedavilerinde bazı hasta grupları, uygulanan klasik tüp bebek – mikroenjeksiyon yöntemlerinden fayda göremeyebilirler. Örneğin total fertilizasyon (döllenme) bozukluğu olarak nitelediğimiz bir grup vakada tüp bebek denemelerinin hiçbirinde embriyo elde edilememektedir. Bu vakalarda klasik tüp bebek uygulamalarını tekrarlamak anlamsızdır. Mikroenjeksiyon uygulamasını takiben döllenme görülememesinin altında yatan temel problem yumurtanın aktive olamamasıdır. Bu grup hastalarda tüp bebek uygulamasında mikroenjeksiyon aşamasını takiben piezo elektrik adı verilen özel bir elektrik akımını yumurtaya uygulayarak döllenmeye karşı dirençli olan yumurtanın aktive edilmesi mümkün olmakta ve döllenerek embryo haline geçmesi mümkün olabilmektedir. Bu yöntemle daha önceden üst üste 2-4 kez tüp bebek denemesinde hiç embriyo elde edilememiş hastalarda istatistiksel olarak anlamlı oranlarda embryo ve gebelik elde edilmesi mümkün olmaktadır. Bilimsel dergilerde de yayınlanmış bulunan ve önemli bir uygulama alanı bulmuş olan piezoelektrik uygulaması döllenme bozukluğu bulunan hastalarda yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Diğer yandan bu yöntem yine hiç hareketli sperm hücresi olmayan erkelerde döllenme ve gebelik oranlarını arttıran alternatif bir tedavi olarak ta umut verici sonuçlar sağlamıştır.

Tüp bebekte uygulanan alternatif tedavilerin maliyeti nedir? Devlet ne kadarını karşılıyor?
SSK, BAĞKUR ve Emekli Sandığı kurumları tüp bebek uygulamalarında paket ücret olarak 1340 ytl, ilaçların da %80’ini karşılamaktadırlar. Çiftlerin devlet yardımlı tüp bebek uygulaması yaptırabilmeleri için en az 3 yıllık evli olmaları (azospermik olgular hariç), eşlerin herhangi birinin evlatlık çocukları hariç nüfusa kayıtlı çocukları olmaması ve kadının 40 yaşını doldurmamış olması gibi koşullar aranmakta. 38-40 yaş arasında 3 defa aşılama yapılması gibi koşullar aranmaksızın devlet yardımı alınabilmekte.

DEVLET GENETİK HASTALIK TAŞIYICILARININ TÜP BEBEK UYGULAMASINI KARŞILIYOR!

Günümüz teknolojisinde bazı genetik hastalıklar genetik tanı destekli tüp bebek tedavisi ile önlenebilmektedir. Tüp bebek işlemine ile birlikte uygulanan bu işleme preimplantasyon genetik tanı (PGT) denmekte ve bu yöntemle: Akdeniz Anemisi (Talasemi), Orak Hücre Anemisi, Spinal Musküler Atrofi (SMA), Doğumsal İşitme Kaybı-Sağırlık, Galaktozemi ve Kistik Fibrozis gibi da bir çok akrabalıktan ya da bölgesel sıklıklardan kaynak¬lanan tek gen hastalıkları ve yanı sıra Down Sendromu (mongolizm), Edwards Sendromu, Patau Sendromu, Klinefelter Sendromu, kromozomal translokasyonlardan kaynaklanan bozukluklar ve diğer tüm kromo¬zomal hastalıkları tespit etmek ve risk taşıyan ailelere sağlıklı bebek sahibi olma şansı verilmektedir. PGT yöntemi ile söz konusu genetik hastalıklar daha embriyo aşamasında ta¬nınabilmekte ve sağlıklı gebeliklerin başlatılması sağlanabilmektedir. Devlet genetik hastalık taşıyıcılarının tüp bebek uygulamasını karşıladığı gibi ayrıca lösemi ve diğer kan hastalıklarından muzdarip ailelerde doku uyumlu bir kardeş dünyaya getirmek üzere PGT uygulaması ile birlikte yapılan tüp bebek işlemini de karşılamaktadır. Bu uygulama genetik hastalıkların önlenmesinde özellikle akraba evliliklerinin sık olduğu ülkemiz için çok önemlidir.

1. PGT NEDiR?

Preimplantasyon Genetik Tanı, Tüp bebek uygulaması sırasında, embriyoların genetik testinin yapılarak, sadece sağlıklı olanların seçilip anneye transfer edilmesi işlemidir.

2. PGD NİN GETİRİLERİ NELERDİR?

1- Tüp bebek uygulamasının başarı şansını arttırır.
2- Klinik gebelik oranını arttırır.
3- Gebeliğin düşük ile sonuçlanma riskini azaltır.
4- Gebeliğin tıbbi sonlandırılma gerekliliğini önler.
5- Çoğul gebelik oranını azaltır.
6- Tekrarlayan başarısız IVF denemelerinin getirdiği mali yük ve psikolojik baskıyı azaltır.

3. PREİMPLANTASYON GENETİK TANI TESTİ KİMLERE UYGULANMALIDIR?

1. 36 yaş ve üzeri yaştaki anne adaylarına
2. İki veya daha çok tüp bebek uygulanmasına rağmen gebelik elde edilememiş çiftlere
3. Tekrarlayan erken gebelik kayıpları (düşükleri) olan çiftlere (translokasyon taşıyıcılığı dışı sebepli)
4. Dengeli translokasyon taşıyıcısı çiftlere
5. Ailevi Akdeniz anemisi, Orak Hücre Anemisi, Kistik fibrozis, SMA gibi tanısı mümkün olan bazı tek gen hastalıkları yönünden risk taşıyan eşlere
6. Aile bireyleri ile HLA uyumlu embriyonun seçilmesi
7. Önceki gebeliklerinden genetik hastalıklı bir çocuk sahibi olan çiftlere
8. Anöploidili (kromozom bozukluğu bulunan) gebelik öyküsü olan annelere
9. Gonadal mozaism (İki yada daha çok aynı anormalliğe sahip doğum ürününe rağmen eşlerin genetik test sonuçlarının normal olması) olgularına
10. TESE olguları (şiddetli erkek infertilitesi ile birlikte olan olgular)

4. Tek Gen Hastalıkları embriyolarda taranabilir mi?

Tek gen hastalıkları DNA'mız üzerinde şifrelenmiş "gen" dediğimiz ünitelerin fonksiyonlarının bozulması sonucu oluşan genetik hastalıklardır. Bu tür genetik hastalıkların eşlerin akraba olmaları durumunda arttıkları iyi bilinmektedir.
Yurdumuzda eş akrabalıklarının yüksek sıklıkta olması nedeniyle bu tür hastalıkların doğum öncesi dönemde (prenatal tanı) ve hatta embriyo aşamasında (preimplantasyon tanı) tanılarının yapılması çok önemlidir. Postnatal (doğum sonrası) ya da prenatal (doğum öncesi) tanınabilen tek gen hastalıklarının tamamının preimplantasyon dönem tanılarının da yapılması mümkündür.
Gen-Art’ta gebelik öncesi embriyoların genetik incelenmesi ile saptanabilen hastalık sayısı deneyimli ve konularında uzman ekibimizin çalışmaları sayesinde başarıyla uygulanmaktadır.

Gen-Art Tüp bebek ve Üreme Biyoteknolojisi merkezinde Akdeniz Anemisi (β-talasemi), Orak Hücre Anemisi, Spinal Musküler Atrofi (SMA), Doğumsal İşitme Kaybı (Sağırlık), Kistik Fibrozis, Nijmegen Sendromu, Pompe hastalığı, Niemann Pick ve Galaktozemi gibi birçok tek gen hastalığı ve yanı sıra Down Sendromu, Edwards Sendromu, Patau Sendromu, Klinefelter Sendromu, Turner Sendromu ve diğer tüm kromozomal bozuklukların genetik tanılarının yapılabilmesi mümkün olmaktadır. Bunların yanı sıra embrolarda Rh uygunluğu ve HLA uygunluğu testleride gerçekleştirilebilmektedir.

5. PGT TESTİ GÜVENİLİR Mİ ? KESİN SONUÇ VERİR Mİ ?

Bu soruya cevap verirken bir şeyin altını çizmek gerekir. Embriyolara iki ayrı amaçla genetik test uygulanmaktadır; birincisi ailede belli bir genetik hastalık için taşıyıcılık söz konusu olduğunda uygulanan tanı amaçlı test ve ikincisi ise belirli bir hastalığa odaklanmaksızın tüp bebek başarısını arttırmak ve gebeliğin düşükle sonuçlanma riskini azaltmak için uygulanan tarama amaçlı test. Hangi amaç için yapılırsa yapılsın genetik bu testler güvenilir testlerdir ve güvenilirlik sınırları ilgili uluslar arası bilim komisyonlarınca tespit ve deklare edilmişlerdir. Ancak bu testlerin sağladığı yararlar uygulanma amacına göre değişmektedir. Yani üst üste tüp bebek başarısızlığı sebebiyle uygulandığında farklı, ileri anne yaşı sebebi ile uygulandığında daha farklı oranda yarar sağlamaktadır. Örneğin 2007 yılında sunulan 2004 yılına ait Avrupa (ESHRE) verilerine göre ß talassemi amacıyla PGT yapılmış vakalarda gebelik oranı % 32, Tekrarlayan gebelik kaybı sebebiyle tarama (PGS) yapılmış vakalarda % 29 ve şiddetli erkek infertilitesi sebebiyle tarama yapılmış vakalarda ise % 39 gebelik oranı bildirilmiştir. Amerika verileri (ASRM) bu oranlardan daha yüksek olmakla birlikte bazı çalışmaların sonuçlarına göre ise kayda değer bir fayda sağlamadığı belirtilmektedir. Özetle söylemek gerekirse PGT testleri her durum için farklı oranlarda ama vazgeçilmez avantajlar sağlamaktadır.


Prof.Dr. Volkan Baltacı

Elektro şok' ile gebelik
Hamilelik - Tüp Bebek - Doğum Hamilelik,Tüp Bebek,Doğum,Gebelik,Annelik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder