Tüp bebek tedavisinde ilk olarak kadının yumurtalık rezervleri değerlendirilir. Yumurtalık rezervleri, kadının adetinin 3. Gününde uygulana hormon testleri ve ultrasonografide görülen yumurtalık rezervlerinin durumunu göstermektedir. Bu aşamada yumurtalık rezervlerinin durumunun iyi olduğu tespit edilirse, 45 yaşına kadar tüp bebek tedavisine başvurulabilir. Ancak bu aşamada unutulmaması gereken, yumurtalık rezervleri iyi durumda olsa da 35 yaşından sonra, tıpkı normal gebeliklerde
olduğu gibi başarı şansının tüp bebek tedavisinde de düştüğüdür. Bunun dışında 38 yaşından sonra tüp bebek tedavisine başlayacak olan kadınların preimplantasyon genetik tanı yöntemine başvurması ve embriyolarının durumunu değerlendirmesi gerekmektedir.
Kadın yaşı Tüp bebek tedavisindeki başarıyı nasıl etkiler?
Kadının yaşı ilerledik.e tüp bebek tedavisinde başarı şansı azalmaktadır. Erkek kaynaklı kısırlıklarda başarı şansı daha yüksekken ve sperm hücresi tespit etmek için çeşitli yöntemlere başvurulabilirken, kadının yaşı için yapılabilecek çok fazla işlem yoktur. Bu aşama, doğal yöntemlerle gerçekleşen tedavi gibi sürer. Yani kadının yaşı ilerledikçe gebe kalma şansı azalır. Yeni doğan bir kız çocuğunda 1-2 milyon yumurta mevcuttur. Bu yumurtalık rezervi, ilk adet dönemine kadar 250 bine kadar düşmektedir. Her adet döneminde de azalan yumurtalar, menopoz döneminde de nihayet biter.
Bu aşamadan sonra da artık adet görülmez. Yumurtalar, yaşla birlikte yalnızca sayı bakımından değil, kalite bakımından da azalmaktadır. Bu azalma 35 yaşından sonra belirginleşir. Bu durumda da gebe kalma şansı azalır. Kadının yaşı ve buna bağlı az yumurta elde edilmesi tüp bebek tedavisindeki başarıyı etkileyen en önemli faktördür. Ancak yumurtalık kapasitesinin iyi olduğu kabul edilen 40 yaş ve üstü kadınlarda preimplantasyon genetik tanı uygulanarak gebelik elde etme şansı mevcuttur.
Preimplantasyon genetik tanı ile kadının yaşına ait sorunlar ekarte edilebilir mi?
Tüp bebek ve benzeri yardımcı üreme yöntemlerinin uygulanması söz konusu ise ve anne adayının yaşı 38’ten fazla ise gebelik şansını arttırmak ve sağlıklı çocuklara sahip olmak için preimplantasyon genetik tanı yöntemlerine başvurulmalıdır. Bu yöntem, embriyolar anne rahmine transfer edilmeden önce uygulanmaktadır. Araştırılan ve kromozom bakımından değerlendirilen embriyolar, bu yöntemle tespit edilir ve anne adayının rahmine transfer edilmez.
Bu sebeple de çocuk sahibi olmak için başvuran anne adaylarında yumurtalık rezervinin detaylı muayene, ultrasonografi ve hormon tetkikleri ile tespit edilerek başarı şansının doğru bir şekilde ortaya konması ve bilgilendirme büyük önem teşkil eder. Uygun tedavi yönteminin tercih edildiğini bilen ve hastanın bu sebeple güven duyması, psikolojik olarak yaşanan yükü ve stresi azaltarak tüp bebek tedavisinin uygulanmasını kolaylaştırmaktadır.
Kadın ve erkekte bebek sahibi olmak için yaşla ilgili bir üst sınır var mı?
Erkek adaylar için yaş sınırı olmamakla birlikte, her yaşta tüp bebek tedavisine başvurabilir. Ancak erkekte de sperm sayısı ve kalitesi yaşla beraber azalmaktadır. Bu sebeple de gebelik şansı yaş ilerledikçe düşmekte ancak tamamen kaybolmamaktadır.
Ancak anne adayı için durum biraz daha farklıdır. Kadınlarda 35 yaşından sonra gebe kalabilme şansı azalmaktadır. 40’lı yaşlardan sonra ise yumurtalık rezervlerine bağlı olarak çocuk sahibi olma şansı ciddi şekilde azalmaktadır. Bu sebeple çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin, tüp bebek tedavisine güvenip 40’lı yaşlara kadar beklememesi, olabilecek en erken zamanda tüp bebek tedavisi için başvurması önerilmektedir.
Hamilelik - Tüp Bebek - Doğum Hamilelik,Tüp Bebek,Doğum,Gebelik,Annelik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder